Bir bulut vardı göğün en sessiz köşesinde,
Yalnız, bembeyaz, rüzgâra teslim.
Ben vardım yeryüzünün derin sessizliğinde,
Kalbim, taşkın bir nehir gibi gizli.
Bulut sürüklenirdi göç yollarına,
Ben sürüklenirdim hatıralarıma.
Aramızda gökyüzü, aramızda zaman,
Ama özünde aynıydık: yarım kalmış an.
Bir bulut, bir de ben;
O ağlardı yağmurla, ben gözyaşımla.
O dağılırdı rüzgârın ardında,
Ben savrulurdum anıların yolunda.
Bulut, güneşi gizlerken utangaç,
Ben saklardım içimde söyleyemediklerimi.
Ne o yere inebilirdi tam,
Ne ben göğe yükselebilirdim bir damla cesaretle.
Bazen bulut olur ben,
Gölge düşürürüm en parlak günlere.
Bazen ben olur bulut,
Kaybolurum başkalarının gökyüzünde.
Bir bulut, bir de ben…
İkimiz de geçiciyiz aslında;
O rüzgâra emanet,
Ben zamana.
Ve belki bir gün,
O yağmur olup toprağa karışır,
Ben söz olup satırlara sığınırım.
Ama bilirim, bir yerde buluşacağız:
Bir şarkının nakaratında,
Bir çocuğun gülüşünde,
Bir yalnızın duasında.
Bir bulut, bir de ben…
İkimiz de gökyüzüne ait,
Ama dünyaya düşkün,
Yalnızlığın kardeşi, hayalin yolcusu.